Acilen ‘şarj istasyonu’ iyileşmesine gidilmeli
Türkiye’de geçen yılın başında 4 bin adet civarı olan elektrikli araçların sayısının, şu an itibarıyla 50 bin adedi geçtiğini belirten Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Tolga Murat Özdemir, “İnanılmaz bir yükseliş var. Bunun yanında şarj noktası da 8 bin soketi geçti. Yani 50 bin araç için 8 bin adet soket var. Bu sayı yeterli gibi görünse de bu şarj noktalarının çoğu ne yazık ki AC, yani yavaş dolum yapıyor. Bu da büyük bir sorunu beraberinde getiriyor” dedi.
“Hızlı dolum sağlayan DC şarj sayısı çok az”
Türkiye’de şarj istasyonları için dağıtılan operatör lisansının 132 firma tarafından alındığını hatırlatan Özdemir, “Şarj istasyonları AC (yavaş şarj) ve DC (hızlı şarj) olarak iki grupta tercih ediliyor. Operatör lisansı alan firmaların da 6 ay içinde istasyonlarının yüzde 95’ini AC olarak kurması isteniyor.
Burada bizim problemimiz, uzun süreli şarj yapan istasyonların yeterli olmayışı. AC şarjların aracı doldurması için 8 saate ihtiyacı varken, DC şarj için ihtiyaç duyulan süre 1 saat. 50 bin adetlik elektrikli araca da 8 bin adetlik soket yeterli gelmiyor çünkü hızlı şarj dolduranların sayısı 8 bin içinde ortalama 400’e tekabül ediyor. Elektrikli araç kullanıcıları için şarj istasyonlarının gücü bir engel ve bu engel, endişeyi de beraberinde getiriyor” diye konuştu.
2024’te 200 bine çıkması bekleniyor
EPDK (T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu)’nun yüzde 95 AC, yüzde 5 DC şarj istasyonu şartının, yatırımları yaygınlaştırmak ve teşvik amacıyla dönüşümü hızlandırmak amacıyla konulduğuna dikkat çeken Özdemir, “Türkiye’de elektrikli araca aniden talep arttı ve tahminlere göre bu oran hızla artmaya devam edecek. Bu noktada eldeki şarj istasyonları yetersiz kalacak ve hatta durum daha da ciddileşecek. Çünkü elektrikli araca yönelmeyi düşünenlerin en büyük tedirginliği şarj istasyonlarının gücü ve dağılımı oluyor.
Bu nedenle de Türkiye’de daha güçlü, daha hızlı olan DC şarj istasyonlarına ve beraberinde istasyonların ülke genelinde homojen bir dağılımına ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü önümüzdeki yılın sonunda elektrikli araç sayısının 200 bin adede kadar çıkması bekleniyor” bilgisini verdi. Hızlı şarjda 100 kilowatt gücündeki bir soketin maliyetinin yaklaşık 20 bin dolar olduğunu belirten Özdemir, “Montaj ve altyapıyla bu miktar 25-30 bin doları bulabilir. 22 kilovatlık AC şarj aletinin yatırım bedeli ise montajı ve altyapısıyla beraber 1000 dolar.
Fiyatlar arasında bu kadar ciddi bir fark olunca da operatör ağ lisansına sahip yatırımcı, doğal olarak AC şarja yöneliyor. Burada EPDK’nın bir düzenleme getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin yapılacak yatırımın yüzde 50’sinde DC şarjın olması, 60 kilowattan az olmaması gibi şartlar, yatırımcıyı hızlı şarja yönlendirecektir. Tabi bu noktada şarj istasyonunun konulduğu yerin altyapısının da buna müsait olması gerektiğini ayrıca atlamamak lazım” önerisinde bulundu.
Yeşil enerji kullanımının belgelenmesi gerekiyor
Şu anki mevzuata göre şarj istasyonlarının bağlandığı yere bir abonelik verildiğini ve elektriğin, oradaki abonelikten çekilerek, ödemesinin yapıldığını belirten Tolga Murat Özdemir “Bence şarj istasyonlarının tükettiği enerji kadar EPİAŞ’a ait olan YEK-G yeşil sertifikasına da sahip olması gerekiyor ki biz de gerçekten şarj istasyonunun yeşil enerji kullandığına emin olalım.
Bunun mutlaka teyit edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü gerçekten bir yeşil dönüşümden bahsediyorsak, şarj istasyonlarının tükettiği enerjinin yeşil enerjiden üretildiğinin belgelenmesi şart. Onun için de en güzel mekanizmanın ben YEK-G olduğuna inanıyorum” dedi.
Türkiye’de en az bin 500 DC şarja ihtiyaç var
50 bin adede yeterli bir hızlı şarj ağının olması için en azından bin 500 – 2 bin adet DC soketinin olması gerektiğinin altını çizen Tolga Murat Özdemir, “İhtiyacın karşılanması için en azından bu sayılara ulaşılması lazım. Şarj istasyonlarındaki gidişat zaten yeterlilik açısından hem dünyada hem de Avrupa özelinde bu şekilde…” ifadelerinde bulundu.