İklim Değişikliği

G20 Ülkeleri Yenilenebilir Enerji Kapasitesini 3 Katına Çıkarma Konusunda Anlaştı

G20 liderleri, yenilenebilir enerji kapasitesini 3 katına çıkarma ve iklim eylemlerine yönelik fonlar konusunda anlaştı.

Hindistan’ın ev sahipliğinde 18’incisi düzenlenen ve “Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek” ana temasıyla gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi sonrasında yayımlanan bildiride iklim eylemiyle ilgili dinamik hedefler yer aldı. G20 müzakerelerinden bazılarına liderlik eden Hint hükümet yetkilisi Amitabh Kant, bildiriyi, “iklim eylemiyle ilgili muhtemelen en canlı, dinamik ve iddialı belge” olarak nitelendirdi.

Aşırı sıcaklıklar ve sel gibi doğal afetlerin giderek daha sık görüldüğü dönemde G20 liderlerinin, iklim eylemleri konusunda mesajları dikkati çekti. G20 liderleri, güçlü, sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı büyümeyi mümkün kılmanın ve iklim hedeflerine ulaşmanın bir yolu olarak çeşitli yolları takip ederek temiz, sürdürülebilir, adil, uygun fiyatlı ve kapsayıcı enerji geçişlerini hızlandırma konusunda anlaşmaya vardı.

Liderler gelişmekte olan ülkelerin düşük karbon/emisyona geçişlerinde desteklenmeleri kapsamında düşük maliyetli finansman sağlanmasına yönelik çalışacaklarını aktararak, yenilenebilir enerji kapasitesini küresel olarak 3 katına çıkarma çabalarını sürdürmeyi taahhüt etti. Bunun yanında G20 ülkeleri, ilk kez temiz enerjiye geçiş için gereken miktarlar üzerinde anlaşmaya varırken, liderler ayrıca gelişmekte olan ülkelerin 2030’a kadar emisyon hedeflerini yakalamalarında ihtiyaçları için gerekli 5,8-5,9 trilyon dolarlık ihtiyacı olduğunu kaydetti. Öte yandan fosil yakıtlara olan küresel bağımlılığın kademeli olarak azaltılması konusunda bir anlaşmaya varılmadı.

“Temiz Enerjiye Dayanan Daha Hızlı, Daha Kısa Yoldan, Daha Temiz” Ticaret Mesajı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen 18’inci G20 Liderler Zirvesi’nde konuştu. Von der Leyen, G20 Liderler Zirvesi’nde temiz enerjiye dayanan, daha hızlı ve kısa yollardan ticaret yapılmasına olanak sağlayacak projelerin kabul edilmesini “tarihi” olarak nitelerken, küresel ölçekte karbon fiyatlandırması düzenlemesi çağrısını yineledi.

ABD Başkanı Joe Biden ile “Küresel Altyapı Ortaklığı İnisiyatifi”ni (PGII) başlatmalarının ardından 2 yıl geçtiğini anımsatan von der Leyen, bu kez “Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” ve “Trans Afrika Koridoru” olmak üzere 2 projeyi daha hayata geçirdiklerini aktardı. Von der Leyen, Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’nu “tarihi bir olay” olarak tanımlayarak, bunun Hindistan ile Avrupa arasındaki ticareti yüzde 40 daha hızlı hale getireceğini vurguladı.

Koridorun demir yolu bağlantısıyla “daha hızlı, daha kısa yoldan, daha temiz” ticaret imkanı ve iş fırsatları yaratacağını ifade eden von der Leyen, “Trans Afrika Koridoru” projesinin de aynı ruhu taşıdığına dikkati çekti. Ayrıca Von der Leyen, Angola’dan Zambiya’ya uzanacak koridorun sadece karasal bir bölgeyi denize bağlamakla kalmayacağını, aynı zamanda temiz enerji alanında yerel zincirlere ve yerel işgücüne yatırım yapılacağını da kaydetti.

“İklim Değişikliği İnsan Yapımı”

İklim Değişikliği İnsan Yapımı

AB Komisyonu Başkanı, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada da liderleri, kendisinin uzun süredir savunduğu “küresel karbon fiyatlandırması” fikrine katılmaya çağırdığını duyurdu.

Von der Leyen, “İklim değişikliği insan yapımı. Yani bu, sorunla baş edebileceğimiz anlamına geliyor. Bunun için inovasyona, yeşil teknolojilere yatırımlara, yenilenebilir enerji kapasitesine ve enerji verimliliğine ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.

G20 Zirvesi’nde konuya ilişkin yapılan açıklamalar şu şekilde:

Global Citizens AB ve G20 Savunuculuk ve Finansman Kıdemli Direktörü Friederike Roder: “Bu G20’nin fosil yakıtların olmadığı bir geleceğe giden yolu göstermesi gerekiyordu. IPCC’nin emisyonların 2030 yılına kadar yüzde 43 oranında azaltılmasına ilişkin sonuçlarını kabul etmekle birlikte, sadece kömürün değil tüm fosil yakıtların kullanımdan kaldırılmasına ilişkin hiçbir şey söylemiyor. Bu, dünyaya, özellikle de en yoksul ve en kırılgan ülke ve nüfuslara yönelik korkunç bir sinyaldir. Küresel mali reform, özellikle en yoksul ve en kırılgan ülkeler başta olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadeleye daha fazla finansman sağlanması açısından hayati önem taşıyor. Ancak ilerleme çok yavaş. G20, Dünya Bankası gibi çok taraflı kalkınma bankalarına on yıl içinde 200 milyar dolar ek kredi sağlama çağrısında bulunuyor – bunun nasıl yapılacağına ilişkin tavsiyeler zaten bir yıl önce G20’ye sunulmuştu! G20’nin IDA’nın güçlendirilmesi ihtiyacını kabul etmesi de sevindirici bir sinyaldir, ancak bunu sadece bir yıl içinde değil, hızlı bir şekilde gerçek eylemler takip etmelidir. Aşırı hava olayları ya da açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan insanlar bu kadar uzun süre bekleyemez. Ek finansmanı harekete geçirmek için çok taraflı kalkınma bankalarının reformu yeterli olmayacaktır. G20, fosil yakıtlara yönelik ya da finansal işlemler gibi yeni vergilerin önemini kabul etmiyor.”

E3G’den Madhura Joshi: “Bu G20, G20’yi daha kapsayıcı hale getiren Afrika Birliği’nin G20 üyeliği de dâhil olmak üzere birçok ilke sahne oldu. Hem kalkınma hem de iklim hedefleri açısından önemli olan küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılmasının desteklenmesi; enerji geçişleri için hayati önem taşıyan enerji verimliliği oranının iki katına çıkarılmasının desteklenmesi ve uygulama için uygun maliyetli finansmanın kilidini açmaya yardımcı olabilecek çok taraflı bankalarda reform yapılması yönünde dönüm noktası niteliğinde bir karar alındığını gördük. Kömürün aşamalı olarak azaltılmasına yönelik çabalar konusunda son G20’de kullanılan dili yinelemek statükoyu korumaktan başka bir işe yaramıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılmasıyla desteklenmelidir – her ikisi de adil geçiş ve net sıfır bir dünya için vazgeçilmezdir. Ayrıca pahalı, kanıtlanmamış azaltım teknolojileri hakkında çok fazla konuşuluyor, bu da eylemi geciktirmek için bir bahane olarak kullanılamaz. Her iki konuda da liderlerin daha güçlü ve cesur adımlar atmasına ihtiyacımız var. Şimdi tüm gözler COP28’de – liderler bunu başarabilecek mi?”

350.org Politika ve Kampanyalar Yardımcı Direktörü Andreas Sieber: “G20’nin yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarma taahhüdü tarihi bir adım, iklim kaosuna karşı savaşımızda bir umut ışığıdır. Yenilenebilir enerjinin 2030 yılına kadar üç katına çıkarılması, küresel ısınmayı 1.5C’de tutma yolunda bizi yeniden ilerletebilir. Ancak henüz kutlama yapmayalım. Onları sorumlu tutmalı, fosil yakıtları aşamalı olarak terk etmelerini talep etmeli ve acilen liderlik etmeliyiz. Özellikle zengin ülkeler sorumluluğun ağırlığını taşımalı ve 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarma taahhüdünü yerine getirmek için finansman sağlamalıdır. Bu G20’nin fosil yakıtların olmadığı bir geleceğe giden yolu göstermesi gerekiyordu. IPCC’nin emisyonların 2030 yılına kadar yüzde 43 oranında azaltılmasına ilişkin sonuçlarını kabul etmekle birlikte, kömürün bile aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına ilişkin hiçbir şey söylemiyor. Bu, dünyaya, özellikle de en yoksul ve en savunmasız ülkelere ve nüfuslara yönelik korkunç bir sinyaldir”.

Powershift Africa Kurucu Direktörü Mohammed Adow: “Afrika Birliği’nin G20’ye dahil edilmesi uzun zamandır konuşuluyordu, bu nedenle nihayet gerçekleştiğini görmek güzel. Umarım iklim krizinin en ön saflarında yer alan ülkelerin dahil edilmesi, G20’nin iklim değişikliğine verdiği tepkinin kalitesini ve aciliyetini arttırmak için bir ivme sağlayacaktır. G20 çok uzun zamandır ayak sürüyerek iklim konusunda sözler verip sonra da bunları yerine getirmedi. Afrikalı liderlerin G20’yi kirletenlerin ayaklarını ateşe tuttuğunu ve iklim eylemine öncülük eden bir grup haline getirdiğini görmemiz gerekiyor.”

Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (IISD)Kıdemli Politika Danışmanı Shruti Sharma: “G20 liderler deklarasyonu fosil yakıt sübvansiyonlarının ele alınmasının önemini kabul etti, ancak Bali deklarasyonundan bu yana metinde herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Geçtiğimiz 15 yıl boyunca G20 liderleri fosil yakıt sübvansiyonlarının reforme edilmesi konusundaki kararlılıklarını sürekli olarak yineledi, ancak şeffaflık, zaman çizelgesi ve sübvansiyonların azaltılması konularında somut bir ilerleme sağlayamadılar. G20 üyesi ülkelerin 2022 yılında fosil yakıtları desteklemek için 1.4 trilyon ABD doları tutarında eşi benzeri görülmemiş bir kamu fonu ayırması, bu sektöre hala önemli miktarda mali kaynak aktarıldığının altını çiziyor. Fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılması için gelişmiş ülkeler için 2025 ve gelişmekte olan ekonomiler için 2030 gibi iyi tanımlanmış bir son tarihin bulunmaması, G20’nin bu desteği aşamalı olarak kaldırmaya yönelik 2009 taahhüdünü yerine getirme konusundaki hesap verebilirliğini azaltıyor.”


Kaynak: Temiz Enerji

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu